İş sağlığı ve iş güvenliği konusunda uzman bir hekim ve aynı zamanda Açık Radyo’da geçmiş yayın dönemlerinde yayınlanan Testi Kırılmadan adlı programın yapımcılarından olan Ali Rıza Tiryaki, Açık Gazete’de konuğumuzdu. Ali Rıza Tiryaki ile geçtiğimiz hafta İstanbul’da yapılan Uluslararası İş Sağlığı ve İş Güvenliği Konferansı ve yayımlanması bu konferansa yetişen Testi Kırılmadan kitabı hakkında konuştuk.
Dinlemek için:
İndirmek için: mp3, 23 Mb.
14 Eylül 2011 tarihinde Açık Radyo’da Açık Gazete programında yayınlanmıştır.
Açık Gazete’nin podcast servisine abone olmak için tıklayın. www.acikradyo.com.tr/arsiv-link?_mv=a&aid=25014&cat=946
Ömer Madra’nın Testi Kırılmadan için yazdığı önsöz:
Düzenli bir radyo programının, yayınlandıktan bir süre sonra kapsamlı bir kitaba dönüşmesi, çok sık rastladığımız türde bir olay sayılmaz. Hele konu, ezilen, sesi pek çıkamayan, hatta kimi zaman –mesela sırf, giyilen blucinler daha soluk renkli ve sözümona daha şık görünsün diye– fiilen solukları kesilen işçilerin bir daha geri getirilemeyecek şekilde kaybolan sağlığı ve olmayan güvenliği gibi, hiç de iç açıcı, eğlenceli filan olmayan bir konu ise, böyle bir kitabın toplumdaki albenisinin yüksek olacağını düşünmek zor. (Eğer beklenen, albenili olmak idiyse tabii.)
Ama, ne programın böyle bir amacı vardı, ne de kitabınki bu zaten. “Testi Kırılmadan” programı, aynı adla bir sosyal politika kitabına dönüştürülürken, editörü Çiğdem Vatansever programın –ve elbette, ondan kaynaklanan kitabın– “kamuoyunda genel bir farkındalık” yaratmayı amaçladığını belirtiyor; ayrıca, bu amaca “insanın kendi yaşamından sorumlu olduğu” anlamına gelen proaktif davranış kavramını da ekliyor. Evet, tastamam böyle işte: Farkındalık yaratmak ve entelektüel sorumluluk sahibi olmak, bana sorarsanız, önde gelen sorumluluklarımız arasında yer alır.
Açık Radyo’da “Testi Kırılmadan” programını bitmek bilmez bir enerjiyle sürdüren gönüllüler ordusu neferlerinden biri olan Dr. Ali Rıza Tiryaki, işçi sağlığı ve iş güvenliği gibi, kelimenin her iki anlamıyla da “canalıcı” kavramların, tarihsel önem taşıyan tanıklıklarla birlikte kitaba dönüşmesini sevinçle karşıladığını belirtiyor. Evet, bu da aynen böyle işte: Tanıklık, bizim öncelikli yükümlülüklerimizden bir diğeri. Yazar Robert Pool, bundan yirmi küsur yıl önce Science dergisindeki bir makalesinde, tanık kavramını şöyle tanımlıyordu: “Toplum açısından çok önemli bir bilgiye sahip olduğuna inandığı için, susamayan kişi.” * Tanıklar susamazlar yani, bildiklerini toplumla paylaşmak zorundadırlar. Çalışanların hakları için uğraşmak, toplumsal ve hatta kuşaklararası adalet peşinde koşmak, hepimiz için çok temel bir etik mesele. Einstein’ın dediği gibi, “eylem olmadan düşünce, bir suçtur” aslında. Konuşmaktan, yayın yapmaktan, yazmaktan, kitap basmaktan, eylemlerimizi sürdürmekten bir an için olsun vazgeçemeyiz. Vicdanı ilgilendiren konularda susmak ve kendi güvenliğimizi garanti altına almak gibi bir “seçim”imimiz olamaz. **
Adamakıllı hırpalanmış bir gezegende ve hayli sağlıksız eğilimlerin at koşturduğu toplumlarda yaşadığımız inkâr edilemez. Bunların her ikisini de sağaltma uğrunda vargücümüzle uğraşarak varlığımızı sürdürmekten başka bir şansımız yok. Üstelik, bu uğraşlar, iyileşmek için önümüzdeki tek şans gibi görünüyor. Günümüzün önde gelen psikiyatr ve yazarlarından biri şöyle yazıyor: “İyileşmenin kilidi, kişilerin aktif, özgür ve bilgiye dayanan seçiminde yatar.” ***
Dolayısıyla, şunu rahatlıkla ekleyebiliriz: Gerçek bir demokrasi kurmadan sağlıklı bir gelecek kurmamız mümkün değildir. Gerçek bir demokrasi de ancak aktif, özgür, bilgilenmiş (enforme olmuş) vatandaşların sırtında varolabilir. Bu bilgi veya enformasyon ise ancak dürüst haberciliğin geçer akçe olduğu bir toplumsal ortamda mümkündür. “Testi Kırılmadan” programları işte böyle bir ortamda yayınlandı ve bu canalıcı konuları elden geldiği ölçüde geniş bir kamusal alanda tartışmaya açtı.
Testi Kırılmadan kitabı da şimdi Türkiye’de ilk kez düzenlenen Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi’ne yetişiyor ve tartışma alanının büsbütün genişlemesine küçük ama önemli bir katkı yaratıyor. Bu kitap, ona kaynaklık eden programın kendisi kadar sevindirici ve gurur verici bir yapıt. Hazırlayanların elleri dert görmesin.
Ömer Madra
Açık Radyo Yayın Yönetmeni
İstanbul, Ağustos 2011
* Bkz.: James Hansen, Storms of My Grandchildren,Bloomsbury, 2009, s. x
** Bkz.: http://www.huffingtonpost.ca/dr-james-hansen/tar-sands_b_871362.html
***Gabor Maté, When the Body Says No, Wiley, 2003, s. 239